Bölüm 17 - Amca,
seni tekelime almak istiyorum
Eser Sahibi: Qing Huan
Kaynak: Second Life
Çevirileri
Chu Jiao, bu yakalama
görevinin kolay olmayacağını biliyordu.
Çünkü ikisi kanla bağlı
akrabalardı.
Çünkü ikisi amca ve
yeğeniydi.
Ve daha da fazlası nedenle
Chu Minshen ilkesi olan bir adamdı.
Daha önce yaptığı gibi Chu
Jiao’ya olan sevgisini açığa çıkarmadan sessizce buna dayanabilirdi. Kendini
dizginleyecekti ve bu gece meydana gelen saçma olayları unutarak, ciddi ikinci
amcası olma maskesini devam ettirerek 10 yıl önce yaptığı gibi aynı şeyleri
tekrarlayabilirdi.
Söylemeye gerek yoktu.
Chu Jiao'nun tahmini yanlış
değildi.
Chu Minshen gerçekten de bu
gece olanları bir şarap fıçısı* rüyası olarak ele almayı planlıyordu. Yarın
geldiğinde, bu rüyayı küçük bir pandora kutusunun içine mühürleyecek ve bir
daha asla açmayacaktı.
[Ç.N: Burada kelime anlamı
olarak en uygun olanı kullanmaya çalıştım. Sarhoş bir rüya gibi anlamına
geliyor.]
Çünkü Chu Minshen’in
karakterini açıkça anladı.
Hâlâ gençti ancak hayatının
baharını geçmişti.
Yeğeniydi ve onun amcasıydı.
İkisinin birlikte geleceği
yoktu.
Chu Minshen Chu Jiao'nun
argümanını duydu ve acı bir gülümseme ortaya koydu. "Bebeğim,
evlenemeyiz."
“15 yaşındasın, şimdi gerçek
bir hanımefendisin.”
“Zaten bilmelisin. Ben senin
amcanım. İkimiz de asla birlikte olamayız.”
“Ama 10 yıldır birlikteyiz!
Neden olmasın!” Chu Jiao kasten yanlış yorumlandı.
“Gelecekte de böyle
olabiliriz. Sadece bana sahip olacaksın ve ben sadece sana sahip olacağım.”
“Biz-biz evlenmek zorunda
bile değiliz! Amcamla birlikte olabildiğim sürece! Başka biriyle evlenmek bile
istemiyorum !!”
Gözyaşları gözlerinden
döküldü, cazibeyle ağlayarak.
"Komşu Luo Teyze, seni
tekelleştirmemem gerektiğini, bana bir teyze bulmana izin vermem gerektiğini
söyledi."
“Wuuuwuuuwuuu, ama
istemiyorum… .. Biliyorum… ben kötü bir çocuğum…”
“Ama istemiyorum… ..Başka
kimseyi istemiyorum… .Sadece seni elimde tutmak istiyorum!”
“Sadece istiyorum… .sadece
amca ile birlikte olmak istiyorum… Wuuuwuuuu ……”
Askeri avluda çöpçatanlık
yapmayı takıntı haline getiren birçok teyze vardı. Aralarında Luo Teyze’nin büyük
bir yeteneği vardı. Bütün gün ikinci amcasının evliliği hakkında endişeliydi,
ona kör randevular ayarlamaya özen gösteriyordu. Kıdem nedeniyle Chu Jiao
içeride bir şey söyleyemedi fakat sürekli kendi ailesinin ikinci amcasının bekâretinin
ilgisi olmayan bir kör randevu ortağı tarafından alınacağından endişe
duyuyordu.
Kızın kederli görünümüne
bakarken Chu Minshen bir kez daha şok içinde ve sıkıntılıydı.
Küçük hanımının aslında bu
konuda endişe duyduğunu bilmiyordu.
Farkında olmadan uzun
zamandır bunun için endişeleniyor muydu?
Onu terk edeceğini mi
düşünüyordu? Onsuz yeni bir aile mi kuracağını? Artık onu istemediğini?
“Üzgünüm Jiao Jiao… ..” Chu
Minshen'in büyük elleri gözyaşlarını sildi, yüzü özür dolu.
“Teyzeye izin vermeyeceğim, başka
kimse olmayacak. Amcanın zaten sadece sana sahip olduğunu biliyorsun.”
Geçmişte, şimdiki zamanda ve
gelecekte aynı olacak.
"Gerçekten mi?"
"Amca bana yalan
söylemiyor değil mi?"
Chu Jiao'nun elleri hala
boynuna bağlanmıştı. Yüzünü öne doğru bastırdı. Her iki burunun ucu birbirine
dokunuyordu. Güvence isterken gözleri kızardı.
“Bu hayatta, amcan asla Jiao
Jiao'ya yalan söylemeyecek.”
Chu Minshen sevgili küçük
hanımını kucakladı. Kırmızı gözlerini öptü ve kirpiklerinde asılı kalan
gözyaşlarını yaladı ve ciddi bir söz verdi.
Bu, 10 yıldır dikkatlice
yetiştirdiği küçük çiçeğiydi.
Yavaş yavaş onun büyümesini
izledi, yavaşça güneş ışığını emmesini ve yapraklarının çiçeklenmesini izledi.
Kaşları ve gözleri
büyüdüğünü ve vücudu uzadığını yavaşça izledi. Yavaş yavaş onun her geçen gün
daha güzel olmasını izledi.
Biraz incinmiş olsa bile
dayanamadı.
Tek bir damla gözyaşı
döktüğünde dayanamadı.
Kendisi yüzünden olsa bile,
dayanamıyordu.
Chu Minshen kendi kendine
düşündü. Siktir et, siktir et. Varsın olsun o zaman.
Jiao Jiao bu şekilde
olmasını istiyorsa, fiziksel temasları Jiao Jiao'ya bir güvenlik duygusu
verebilir ve onu mutlu edebilirse.
Mutlu olduğu ve istediği
sürece.
Hâlâ onu istemeye istekli
olduğu kadar, onun yanında olacak ve asla gitmeyecekti.
Eğer…
Bir gün geldiğinde… Jiao
Jiao ilişkilerini anladığında… ..
İlişkilerinin ne kadar
ahlaksız olduğunu, ne kadar kabul edilemez olduğunu anladığında…
Sonrasında gitmesine izin
verirdi.
Şahsen, onu mutluluğunu
getirecek kişiye teslim ederdi.
Chu Minshen gözlerini
sarktı, karmaşıklığı göz bebeklerinin derinliklerini doldurdu.
Küçük oyun:
Chu Jiao: Amca, çok fazla
düşünüyorsun. Bu tedavi edilmesi gereken bir hastalık.
Chu Minshen: (gülümsüyor)
Öyleyse Jiao Jiao, gel ve Amcanın hastalığını iyileştir.
Yorumlar
Yorum Gönder