Erotik Peri Masalları – Bölüm 2.2 Kaplumbağa ve Tavşanın Barışması
Önceki Bölüm | İçindekiler | Sonraki Bölüm
Küçük Tavşan, Kaplumbağa’nın küçük kaplumbağasını ilk kez gördüğü için donmuştu. Küçük kaplumbağa, gencin ince ve zarif görünümünün tam tersi, kalın ve ürkütücü görünüyordu. Ancak sihri öğrenmek uğruna asla geri çekilmedi.
“Sihirli diziyi
çizmeye devam et, bende öğrenmek istiyorum!” dediği gibi küçük pembe dili
yavaşça hareket ettirdi ve onu taklit etmeye çalışıyormuş gibi koca erkeklik
kökünü yaladı.
Kızın bal mağarası
oğlanın yüzünün üzerinde baştan çıkarıcı bir şekilde asılıydı, taç yaprakları
bal suyuyla hafifçe titriyor ve iffetsiz suları damlıyordu. Diğer taraftan,
gencin devasa köküne uzandı ve küçük ağzını hiçbir ritmi olmadan beceriksizce
yaladı. Gözlerinin önünde böyle bir manzara varken, Büyük Büyücü bile
dürtülerini kontrol edemedi.
Genç adam düşük bir
hırıltıyla Küçük Tavşan’ın kar beyazı kalçasını acımasızca ayırdı, enerjik
dilini nemli bal mağarasına sürttü ve nektarının aktığı küçük geçidi
derinlemesine araştırarak istemsizce inlemesine neden oldu. Aynı zamanda, Küçük
Tavşan’ın küçük ağzının içinde bulunan büyük kök boğazının derinine sıkıca
sarıldı. Şiddetli zevk hissi gencin çubuğundan beynine doğru çıkmasıyla artık
kendini tutamadı ve tüm kalın menisini kızın titreyen ağzına fırlattı.
Küçük Tavşan masumca
başını kaldırdı. Sıcak meni doğrudan küçük boğazına fışkırdığı için bu bulanık
sıvının yarısını yutmak zorunda kaldı. Diğer yarısı ise çaresizce ağzının
köşesinden sızdı. Kaplumbağa, Küçük Tavşan’a sarılmak için döndüğünde,
menisinin genç kızın narin göğüslerine damladığını gördü ve bu manzara küçük
kaplumbağasını bir kez daha cesaretle kalkmasına neden oldu.
“Kaplumbağa, ben
şimdi ne içtim?” Küçük Tavşan yanlışlıkla ağzının kenarını yaladı ve
Kaplumbağanın hissettiği kaşıntıyı şiddetlendirdi. İradesini zorlukla
toplayarak sakinliğini korumaya çalıştı ve şöyle dedi: “Buna hayat özü denir.
İçmek vücudun için son derece yararlı.”
Küçük Tavşan acı bir
suratla, “Ama tadı çok tuhaf.” dedi.
“İyi ilacın tadı her
zaman acıdır.”
Küçük Tavşan, küçük
kaplumbağaya tekrar yaklaşmak için yüzünü öne doğru uzatarak, “Um. Mantıklı.
Öyleyse tekrar içeceğim.” dedi. Kaplumbağa onu çabucak durdurdu. “Tek seferde
çok fazla içemezsin, vücudun buna dayanamaz.”
Küçük Tavşan başını
yana eğdi ve bir süre düşündü, sonunda başını sallayarak kabullendi. Kaplumbağa
onu bir daha öpme dürtüsünden kendini alamadı ve kızın ağzından acı özünü tatmak
onu biraz ayarttı. “Benim dışımda başka birinin hayat özünü içmen yasak. Bunun
dışında başkalarının önünde elbiselerini çıkaramaz ve benim sana yaptığım gibi
sihir yapmalarına izin veremezsin.”
“Elbette bunu
biliyorum.”
Küçük Tavşan olumlu
bir şekilde başını salladı ve Kaplumbağa’nın bir an için Küçük Tavşan’ın
zekileştiğini düşünmesine neden oldu ama Küçük Tavşan şöyle devam etti: “Bu,
Büyük Büyücü ve Koruma arasındaki sihirli bir sözleşme. Senin dışında, beni
koruma olarak isteyecek başka bir Büyük Büyücü olduğundan şüpheliyim.”
Kaplumbağa uğuldayan
kahkahalarının sebep olduğu akan gözyaşlarının arasından onu yumuşak bir
şekilde öptü ve “Zaten bildiğinden bunu iyi hatırlamalısın. Asla unutma.”
“O zaman, sende
elbiselerini çıkarıp başkalarıyla bu büyüyü yapamazsın!”
“Neden olması? Tam
zamanlı bir korumam olmazsan, yine de başka bir tane bulmam gerekecek.”
Kaplumbağa kötü niyetli bir şekilde konuştu,
“İntikam yolum asla
dinlenmez. Ayrıca sonsuza kadar havuç yeme ihtiyacım var, bana onları tedarik ettiğinden, benim yerime
birini almana kesinlikle izin vermem!” Küçük Tavşan duman çıkararak
Kaplumbağa’nın kıkırdamasına neden oldu.
“Peki, benim yanımdan
hiç ayrılmadığın sürece, her zaman sana bu sihri yapacağım.”
Küçük Tavşan çok
mutluydu. İntikam yolunun hala umutlu olduğunu ve hiç bitmeyen havuç kaynağı
bulduğunu düşündü. Hayat gerçekten harikaydı.
Küçük Tavşan mükemmel
bir hayat yaşamanın ideal fantezilerine kapılmışken, Kaplumbağa yaramaz bir
şekilde uzun bir parmağını uzatarak nemli ve küçük mağarasını keşfetmek için bu
harika fırsattan yararlardı. Küçük Tavşan bu yeni histen zevk alıyor gibiydi ve
karşılık olarak belini büktü ve genç adamın boynunu kucaklayarak sıcak bir
şekilde inledi, “Neden bende bir yarık varken, bir çubuğa sahipsin?”
“Sihri tamamlamak
için çubuğu bu küçük deliğin içine koymam gerekiyor.”
Yavaşça konuşurken
genç kızın tavşan kulaklarına nazik öpücükler bıraktı. Kaplumbağa konuşmayı
bitirdiği anda, Küçük Tavşan’ın küçük belini kaldırıp vücuduna doğrudan
oturmasını ve küçük tavşan deliğinin içine büyük kaplumbağayı santim santim almasını
beklemiyordu. İkisi aynı anda derin bir nefes aldı.
Küçük Tavşan acı
içinde ağlamaya başladı, “Kaplumbağa acıyor, beni neden bıçakladın?”
Genç adam suçlu
hissetti ve kendini açıklayamadı. Başta Küçük Tavşan’ın vücudunun onunla
birleşmeden önce yavaş yavaş uyum sağlamasına izin vermeyi düşünmüştü, ancak
onun önceden bir uyarı olmadan hemen üzerine oturacağını tahmin edememişti.
Şimdi yaralanmıştı ve kendisi de acı çekiyordu!
Küçük Tavşan’ın deliği,
genç adamın kalın kökünün etrafına sıkıca kenetlendi. Acı verici olduğu kadar
sıcak ve nemli darlığın zevki de tüm duyularına saldırdı ve küçük
kaplumbağasından kesintisiz bir heyecan yükseldi. Daha önce boşalmış olmasaydı,
heyecana yenik düşecek ve tohumunu şehvetli vücuduna bırakacaktı.
Ancak durum bu hali
geldiğine göre, artık sabırlı olma niyeti yoktu.
Genç, enerjik bir
şekilde kızın üzerine atladı, Küçük Tavşan’ın narin bileklerini bir eliyle
sıkıca tuttu ve belini şiddetle sallayıp küçük hassas deliğine acımasızca
sokarken bileklerini başının üstünde kaldırdı. Küçük Tavşan kısa bir süre sonra
yüksek sesle feryat etmeye başladı, “Kaplumbağa yavaş ol. Bekle bu doğru değil…
belini hareket ettirmeyi kes.. uhnnn…. Uhmmm… ahhhhhhhh!”
Genç, ‘En Genç Büyük
Büyücü’ olarak anılmaya değerdi. Küçük Tavşan’la kolayca ilgilenirken, hassas
yapraklarına uyarıcı bir büyü yaparak zevk hissini öne çıkardı. Acısını
dindirmek için büyü yapmamasının nedeni, bu tür büyülerin doğal olarak felç
edici bir his uyandırmasıydı. Küçük Tavşan’ın ilk deneyiminin duygusuz
geçmesini istemiyordu. Eylemlerinin her birini onun zihnine derinlemesine
kazarken, bir daha asla silinmemesi ve unutmaması için keskin acıyı ve zevki
hissetmesini istedi.
Küçük Tavşan da o
sırada oldukça endişeliydi. İnce Kaplumbağa’nın elini tuttuğunda onu çaresiz
bırakacağını ve kurtulamayacağı kadar güçlü olacağını hiç düşünmemişti. O kadar
hızlı pompalıyordu ki, karnı ve bel kısmı ağrıyor ve uyuşmuştu. Zevk hissi
onunla birleştiği yerden başlayarak yavaş yavaş vücudunun yer yerine sürünerek,
vücudu kendine ait değilmiş gibi hissetmesine neden oldu.
Bir tavşan olarak,
kesinlikle Kaplumbağa’dan daha hızlı olması gerekiyordu. Kazanma arzusu,
hissettiği kavurucu acının üstesinden geldi, bu yüzden vücudunun hızla
bükülmesine neden oldu.
Şu anda, her ikisi
yaşam ve ölüm arasında çizgide gibi her bir sürtüşme zevk birikimine
dönüşüyordu. Dahası, Küçük Tavşan’ın tutkulu tepkisiyle genç kızın bal
mağarasına ateş ederken aklı tamamen boş kaldı. Yine de küçük kaplumbağa
kızının şehvet düşkünü bedenini istila etmeye devam ederken bir kez daha
uyarıldı.
Aynı zamanda, Küçük
Tavşan’ın birkaç kez en derin kısımlarına itilmişti, içindeki bal akışı tavşan
deliğinde durmadan çalkalanıyor ve Kaplumbağa’nın yatağına akarken sürekli
sürtünmesi nedeniyle köpüğe dönüşüyordu.
“Kaplumbağa…
Ahh….uhmnnnn…. hmmm… Asla sana… kaybetmeyeceğim… Geliyorum….. ahh… İstiyorum….
Ahhh…. Wuu!”
Küçük Tavşan
dayanmaya çalıştı ama ağzından çıkan sesler istekliydi. Genç adam, kızın iniltilerini duyduğu anda
kanı kaynadı. Kızın bileğindeki tutuşunu gevşetti ve kızın küçük yeşim
tavşanlarını alaycı bir şekilde ovmaya başladı. Yenilmeye isteksiz olan genç
kız, misilleme olarak ellerini oğlanın çıplak göğsüne kaydırdı ve olgun kiraz
noktalarıyla oynamaya başladı.
“Küçük tavşan… sen
gerçekten bir perisin!”
[Ç.N:
perinin anlamı aşüfte sürtük.]
Genç adam, kızın
pembe ve yumuşak etini güzelce parlak bir kırmızıya dönüştürerek, alt bedeninin
hızını arttırdı. Başta saf ve bakire yapraklarını çılgınca bir havanda dövüyor
gibi, iç içe geçmiş şakayık katmanları haline getirdi. Şehvetli ‘papapa’ sesleri odanın içinde
yankılandı. Hem kız hem de oğlan, her şeyi unutarak sadece çaresizce
vücutlarını salladı ve utanç duyguları çoktan kaybolmuştu. Genç adam, çiçeğin
içine her sokuşunda daha derine itiyor, neredeyse genç kızın rahmine
ulaşıyordu.
Bu sırada Küçük
Tavşan sonunda gücü tükendi ve kırmızı gözledi yorgun bir şekilde, Kaplumbağa’nın
terinin hafif aralıklarla ağzına damlamasına izin verdi. Yorgun ve halsiz bir
bakışla hiç düşünmeden yalvardı: “Artık… dur… Yapamam….”
“Ama sihir henüz
bitmedi.” Genç çekici bir şekilde gülümsedi ve kızın ürpermesine neden oldu, “Yapma…
Kırılacağım… ahhhhhh!”
Küçük Tavşan’ın bacakları
sırılsıklam bal deliği delice kasılırken tavana uzandı. Dev kaplumbağa sonunda
kızın rahminin ağzını delip zengin özünü daha önce hiç keşfedilmemiş bölgeye
püskürttü.
Sıcak sıvı vücudunun
en derin kısmına akarken, çok fazla zevk bacaklarının gerilmesine ve Küçük
Tavşan’ın gözlerini devirip tamamen tükenip bayılmasına neden oldu.
-----
Ç.N: Bugün çok mutluyum, çünkü sonunda bir düzenleyicim oldu. Yeni gelen Neal'a hoş geldin deyin. (ノ ´ ヮ `) ノ *: ・ ゚ Beni büyük sorunlardan kurtarmış oldu. İkimiz bundan sonra elimizden geleni yapıp size güzel bölümler ulaştırmaya çalışacağız (* ˘︶˘ *) .。.: * ♡